1.06.2013

Çocukluğumuzdaki Oyunlar

Çocukluğumuzdaki Oyunlar Hakkında #mim

Çocukluğumuzdaki  oyunlar denilince illaki herkesin yaş grubuna  göre akla gelen oyunlar vardır.Benim çocukluk yıllarım arkadaşım Ekrem in dönemiyle aynı zamanı kapsamaktadır.Arkadaşım Ekrem beni mimledi ve bu yazıyı yazmama sebep oldu ona buradan teşekkürlerimi sunuyorum.

         Köşe kapmaca

Köşe kapmaca oyununu köşe sayısından bir fazla kişi ile oynanır ben genellikle kızlarla oynardım, bu oyun için okulun  en az 4  köşesi olan bir yerine geçer bir kişiyi ebe seçerdik, diğerleri de bi köşe kapardı ve oyuna köşedekilerin karşılıklı yer değiştirmesiyle başlar ve tabi ki ebe de o yer değiştirme esnasında köşe kapmaya çalışır dı. Biz çocuk olduğumuzdan yorulmak nedir bilmiyoruz koştur Allah koştur defalarca köşe değiştiriyoruz aynı zamanda köşemizi kaptırıp biz ebe oluyoruz tekrar köşe kapana kadar durmak yoktu.Bu oyunları hatırladıkça içim de bi kıpırtı hasıl oluyor ve anlıyorum ki o zamanlarda heyecan içinde oynar ve derste isek teneffüs için sanki dakika sayardık bu durum evdeyken de değişmezdi bu seferde okul saatinin gelmesini bekler o doyamadığımız oyunları oynamak için kendimizi tutamazdık.
köşe kapmaca


Köşe kapmaca

Çelik Çomak oyununu genelde kırsal kesimde büyüyen çocuklar bilir daha kentleşmiş bir yerleşim merkezin de oynadığımızı düşünüyorum da etrafta sağlam cam bırakmazdık sanırım gelelim oyunun nasıl oynandığına bu oyun iki grup arasında olur grup en az  iki kişiden oluşmak zorundadır. Çelik yaklaşık olarak 15i la 25 cm uzunluğunda bir sopa parçasıdır. Çomak adını verdiğimiz ise bir nevi Beyzbol  sopasının görevini görür ve uzunluğu 60 ila 70 cm arasındadır.Oyuna kimin başlayacağı belli olduğunda ilk grubun atıcısı düz bir yere çomağın rahat sığacağı derinlikte bir kanal açar yada iki taş bulup taşlar köprü ayağı gibi kullanılır  ve çelik üzerine köprü şeklinde bırakılıp çomakla alttan hava ya sektirip tekrar yere düşmeden hava da vurarak en uzak noktaya atmaya çalışır ve düştüğü noktaya diğer grup  sekerek gider  alır ve sekerek tekrar başlangıç noktasına ulaşması lazım aksi takdir de diğer grup 1-0 öne geçip tekrar çeliği çomakla vurur ve bu şekilde devam eder.Bu oyun daha çok erkeklere hitap eden bir oyundur, zaman zaman yaralanmalar da olabilir maalesef benim başıma geldi.Ama asla pes etmedim:) çocukluk dönemimde  seve seve oynadığım oyunlardan biriydi.

çelik çomak

Saklambaç





Saklambaç bu oyun da çok ama çok oynanan yine bir çoğumuzun yada bütün çocukların oynadığı bir oyun dur. Kişi sınırlaması yok bir tane ebe seçeriz ebe gözlerini kapatır duvara döner ve 50’ ye kadar saymaya başlar geriye kalanlar saklanmaya çalışırlar sayı sona erdiğinde ebe etrafına bakarak arkadaşlarını açığa çıkarmaya çalışır,oyunun sonlarına doğru kişi sayısı da azaldığından saklananları bulmak zorlaşır , ebe sobe noktasından uzaklaşmak zorunda kalır eğer biri ebeye görünmeden sobelerse ebe bir oyun daha ebe olmak durumundadır.Eğer yapamazlarsa ilk sobelenen kişi ebe olur ve bu durum  içeri gir zili çalana kadar devam eder.Saklambaç aşırı kilolu çocuklar için hep bir kabus olmuştur :). Ünlü komedyen Ata Demirer de bu durumu sık sık dile getirmektedir ve bu oyunun sırrı iyi kamufle ve çok hızlı olmalıdır.
saklambaç



Kör Ebe

Kör ebe oyunu okulda oynadıklarımız dan biraz farklı bu oyun genellikle  küçük ve kapalı ortam yani bu kapsama en iyi ev girmektedir.Aynı zaman da boş bir sınıfta yada okulun bahçesinin düz bir kısmında da oynanabilir ve oynadım da.Benim misafirlikte ve eve arkadaşlarım geldiğinde çoğunlukla  oynadığımız bir oyun olup ebeyi belirledikten sonra ebenin gözlerini sarıkla iyice sarar ve kesinlikle görmemesini sağlardık görmediğinden emin olunca ondan uzaklaşır ve ses çıkarırız ki bizi bulsun sobelesin  yada şiddetli olmayacak şekilde el  yada ayakla vururduk daha hızlı ve daha korkak davranmasını sağlardık o anlar ebe tam bir neşe kaynağı olurdu ve benim gülmekten :) :) karnıma ağrılar girdiğini hatırlıyorum onun elleriyle ,ayaklarıyla yaptığı hareketleri gördüğümüzde kendimizden geçerdik o herhangi bir yere çarpmamak için yakınında bir şey olmamasına rağmen eğile büküle yürümesi tam görülmeye değerdi. Şimdiki çocuklar bilmiyorum nasıl ve ne oynadıklarını ama zannetmiyorum bizim eğlendiğimiz kadar eğlenemiyorlar teknolojinin ilerlemesi onları daha yalnız bir çocukluk dönemi yaşattığını düşünüyorum.Sizlere anlatılacak çok oyun var ama şimdilik bunlarla sonlandıracağım.



kör ebe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder